22 Kasım 2017 günü basına demeç veren Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden Sorumlu Başbakan yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, 6 ay evvel Haziran 2017’de KHK ile Süryani halkına ait kilise, manastır, arazi ve mezarlıklarla ilgili önce Diyanet İşlerine Başkanlığına ( Süryani diasporasının ve Türkiye kamuoyunun baskısıyla) daha sonra Maliye Bakanlığı bünyesinde Hazineye geçen yerlerin; Kabristanlıkların ve diğer yerlerin Süryanilere iade edileceğini CNN Türk aracılığı ile duyurdu.
Söz konusu olan bu yerler bin yıllardır zaten Süryani halkına aittir. Başbakan yardımcısının devr işlemleri sırasında bir yanlışlık yapıldığını itiraf etmesi ve yanlıştan döndüklerini beyan etmesi elbette sevindiricidir. Sevincimiz kursağımızda kalmasın da. Yâda bu açıklama Süryani halkına bir parmak bal çalmak olmasın. Hükümet Süryaniler konusunda gerçekten samimi ise bu yerlerin tapu tescillerini bir an evvel Süryani halkına yani Mor Gabriel vakfına yapmalıdır. Vaat değil icraat görmek istiyoruz artık bizler.
Süryanilere ait bu yerleri detaylıca anlatmadan evvel Mor Gabriel manastırını ( Deyrul Umur) bilmeyenler için bir tanıyalım önce.
Mor Gabriel Manastırı diğer adıyla Deyrulumur – Rahiplerin Meskeni dünyanın ayakta duran en eski Süryani Ortodoks manastırıdır. Mardin’in Midyat ilçesine bağlı Güngören köyü sınırları içerisinde, Süryanilerin anayurdu olarak bilinen Turabdin platosunda bulunuyor.
Manastır, 397 yılında Mor Şmuel ve öğrencisi Mor Şemun tarafından, bir Zerdüşt tapınağının kalıntıları üzerinde inşa edildi. Süryanilerin kutsal kudüsü de denilen Mor Gabriel manastırı tıpkı Mardin/ Nusaybin- Gimerli’deki 11 manastırın anası sayılan Mor Augin manastırı v.d. Gibi çok kutsal bir mabettir.
Mor Gabriel manastırı; Biz Türklerin bu gün Anadolu denilen bu topraklara 26 Ağustos 1071’den gelişinden çok daha eskidir. Süryaniler bu toprakların gelmiş geçmiş en eski halklarından biridir. Anayurtları Turabdin ( Süryani mitolojisine göre Mardin’den Cizre’ye kadar uzanan bölgenin adı) olan Süryaniler, 7 bin yıldır bu topraklarda yaşadılar, yaşıyorlar.
Yaşadığı toprakları cennete çeviren Süryani halkı; İslamiyet’in gelişinden, Osmanlı dönemine 1842- 1844 Mir Bedirhan Katliamları, 1894-1896 Hamidiye katliamları ve 1915’de ki büyük katliamlar ve Cumhuriyetle birlikte süre gelen 1924’de Hakkâri’de yaşatılan baskı ve katliamlar sonucu Ana yurdunda neredeyse yok olmak üzereler.
Ne acıdır!
Yaklaşık 7 bin yıllık ana yurdunda bu gün demografik olarak 3000 civarında kalmışlardır. Süryaniler sadece demografik olarak mı azaldılar? Süryani halkına ait emval-i metruküler gasp, işgal ve talan edilerek kültürleri de yok edildi. Barış sürecinde Köye dönüş projesi kapsamında köylerine dönen yeniden evlerini inşaa eden Süryaniler; son iki yıldır bölgede yaşatılan baskılar ve can güvenliği olmaması yüzünden gelenlerin tekrar Avrupa’ya döndüklerine şahit olduğumuz bir süreçten geçiyoruz.
Başbakan yardımcısı geçtiğimiz Haziran ayında masa başında yapılan bir yanlışlığın düzeltilmesi konusunda samimi ve içten ise Haziran 2017’de 50’ye yakın parça Süryanilere ait kilise, manastır, arazi ve Kabristanlıkların derhal tapuları Süryanilere tescillenerek iade edilmesi gerekiyor diye düşünüyorum.
Yine hükümet Süryanileri ait yerleri iade etmesi konusunda samimi ise Mor Gabriel Manastırının 2008 yılında komşu köyler tarafından dava açılan 30 parçalık yerin politik nedenlerle bu güne değin 3/1’i yani 12 parçası iade edildi. Hala Midyat mahkemesinde süren henüz sonuçlanmayan 2 mahkemesi 3/2’lik arazilerini de geri verin.
2017 Haziran’ın da 50’ye yakın yer Hazineye devredildi. Midyat’ta 3, Midyat Doğançay Köyü’nde 2, Midyat Bağlarbaşı Köyü’nde 1 kilisenin yanı sıra, Süryani cemaatine ait 20 parça arazinin devlet kurumlarına tahsisi yapıldı. Ayrıca
Mardin Midyat İlçesine bağlı Hapisnas (Mercimekli) Köyü: Mor Lo’ozur Manastırı
Mardin Nusaybin ilçesine bağlı Marbobo (Günyurdu) Köyü: Mor Dodo Kilisesi
Mardin Nusaybin ilçesine bağlı Harabale (Üçköy) Köyü: Mor Malke Manastırı
Mardin Nusaybin ilçesine bağlı Harabamishka (Dağiçi) köyü: Mor Aho Kilisesi
Mardin Nusaybin ilçesine bağlı Badibe (Dibek) Köyü: Mor Yakup Manastırı.
Yineliyorum Hükümet Süryaniler konusunda samimi ise yukarıda adlarını yazdığımız yerlerin tapularının Mor Gabriel vakfına tescilini bir an evvel yapmalıdır. Yoksa söz uçar gider. Yazılı kağıt yani tapu tescillidir asolan.
Süryanilerin ana yurdunda sorunları bitmek bilmiyor. Bir türlü bitirmiyoruz. Süryaniler; ya komşu Kürt köyleri ve korucular tarafından ya da devlet tarafından masa başında yanlışlıklar yüzünden acı içinde acı yaşıyorlar. İsa’nın yaralı kuşları, yaşadıkları coğrafyalarda radikal İslamcı terör grupları tarafından hep hedef hale gelmiştir. Irak ve Suriye’de yaşayan Süryani halkına savaşta İŞİD’in neler yaptığını gören Süryaniler söylemeseler de bir yandan da İŞİD korkusu yaşıyorlar.
Dilerim bu kez Süryani halkının sevinçleri kursağında kalmaz TV ve medyada Vakıflardan sorumlu Başbakan yardımcısının söyledikleri hayat bulur. Seçim süreçlerinde Mor Gabriel manastırı içinde yine TV ve medyaya Mor Gabriel’in topraklarını iade ediyoruz dediler lakin mahkemelik olan 3/2 lik arazi hala iade edilmedi. Yalancı bahar gibi olmasın diye sevinçleriniz, tapular üzerinize tescil edilinceye kadar şimdilik bizler sevinçlerimizi saklı tutuyoruz.
Son dönemlerde bölgede özellikle korucuların ve güvenlik güçlerinin Süryani halkını tehdit ve baskıları gittikçe artmaktadır. HDP Mardin milletvekili Erol Dora; 9 Kasım 2017’de İçişleri Bakanlığına, Süryanilere ait Derkube köyündeki köylüleri tehdit eden korucularla ilgili İç İşleri Bakanlığına bir soru önergesi verdi. Sonuç ne oldu?
Bu korucular yargılandı mı? Suç, cezasız kalmamalı. Suç, cezasız kaldığı sürece hep bir yenisi ekleniyor bizim ülkemizde. Yine son dönemlerde bölgede güvenlik gerekçesiyle korucular bölgeyi özellikle Süryani halkına ait yerleri, ağaçları gasp, talan, işgal ediyorlar. Bölgeyi çöle çeviriyorlar. Hükümet bu konuyla ilgili Bölgede en yakın zamanda çalışmalar yapmalı.
”Çavuşoğlu’nun açıklamasını değerlendiren Mor Gabriel Manastırı Vakfı Başkanı Kuryakus Ergün, kararın sevindirici olduğunu söyledi. Ergün, “Çok olumlu, sevindirici bir açıklama olarak görüyoruz. Açıklama ile birlikte tapuların da gelmesini bekliyoruz. Tapuları aldığımız gün sevincimiz katlanacaktır. Tabiki bir yanlış olmuştur. Bu yanlışlığın ortaya çıkması ve bizzat sayın bakanımızın ağzından duymuş olmamız, bizi sevindirdi’demiştir.
Sevgili Kuryakos bilmelisiniz ki sevinciniz sevincimiz, acınız acımızdır. Sizinle ağlayan yüreklerimiz siz gülerseniz sevinir ancak.
İnanın bana bu topraklarda gülmeyi en çok hak eden halklardan biridir Süryaniler. Engin hoş görüleri ve barışsever duruşlarıyla belki de bu toprakların en sevgili halkıdır.
Süryani halkına ait emval-i metruklerin Süryani halkına iade edinceye kadar Süryani halkının dostları olarak susmayacağız
Süryaniler, inatla ve sabırla Hükümet ten binlerce yıldır kendilerine ait olan bu yerlerin tapularının iadesini istiyor. Bu da Süryani halkının en tabii hakkıdır.
Yine bizler pekâlâ biliyoruz ki ağlayanın malı, gülene yaramaz. Ünlü Edebiyatçı Yaşar Kemal’in diliyle Zulüm tarlasında zulüm biter. Belki de bu yüzden o topraklarda hiç huzur olmuyor. Kim bilir?
ZEYNEP TOZDUMAN