Zeynep Tozduman:
BU GÜN 6-7 EYLÜL, ÜLKEMİZDE KADIN BEDENİNE YAPILAN SOYKIRIMA HAYIR GÜNÜ
Neredeyse 365 güne denk düşen utançlarımız, acılarımız var bizim. Utançlı yaşıyoruz bu ülkede.
O kadar çok karanlık ve kirli tarihimiz var ki..
6-7 Eylül olaylarının üzerinden tam 62 yıl geçti. 62 yılda değişen hiç bir şey yok.
Hesap sorulmayan her utanç hep bir yenisini doğurdu bu ülkede.
Cellatlar her gün bir yenisini yazmaktan yorulmadı, Rumlar, Ermeniler, Süryaniler, Ezidiler, Kızılbaşlar küllerinden yeniden doğmakta ..
Çünkü bu toprakların en eski inanç ve halkları olan bu halkların; özgürce ve eşit koşullarda yaşamalarına izin verilmediği sürece bu ülkenin kabusu da bitmeyecektir. Ekonomik, sosyal ve siyasal anlamda hiçbir zaman ileri ülkeler seviyesine gelemiyorsak bu, karanlık ve kirli geçmişimizle yüzleşmediğimiz içindir.
1915’de Hristiyan halklar, 1930 Zilan katliamı ile Şafi Kürtler, 1938’de Dersim soykırımı ile kızılbaşlar, 1942-44 Ekonomik Genocid, 1955 / 6-7 Eylül programı ile yine gayri müslim halklar, 1974 Kıbrıs savaşı, 12 Eylül Faşizmi ve günümüze değin süren acılar, haksızlıklar hiç bitmedi bu topraklarda.
Günümüze değin ırkçılık ve din üzerine yaşatılan acılar, tecavüzler bu günde sürüyorsa bu suç hepimizin.
6-7 Eylül üzerine bu güne değin çok şeyler yazıldı , çizildi. O karanlık ve kirli tarihe ait henüz gün yüzüne çıkmamış yeni yeni acılar düşüyor son günlerde gündeme.Bu konuyla ilgili daha önce yazdığım yazının linkini buradan okuyabilirsiniz.
http://gomanweb.org/GOMANWEB2/2010_Klasoru/Eylul/11Eylul/6-7_eylul.htm
6-7 EYLÜL 1955;
Bize talanı , yağmayı, acımasızlığı, vicdansızlığı,gayri müslim halkların yok oluşunu, göçü ve tecavüzleri hatırlatıyor. En çok da bir kadın olarak böylesi organize bir talanın ve yağmanın organize tecavüzleri akla geliyor.
Her katliamda ve savaşta hep erkek egemen zihniyet, kadın bedeni üzerinde soykırım yaparak bir halkın; etnik , dini ve cinsiyet üzerinden soykırımını devam ettiriyor.
1915’den günümüze sünni Türk olmayan bir çok kadın ya tecavüze uğradı, ya zorla İslamlaştırıldı, ya göçe zorlandı, ya asimile edildi yada cellatlarına eş yapıldı.
1915’lerde Ermeni , Süryani , Rum kadınları genelevlerde zorla çalıştırıldı. Özellikle Mardin’de bu amaçla genelev açıldığını Tehcir ile ilgilenen hemen herkes bilir.
7 Eylül 1955’de kayıtlara geçebilen 400 Hristiyan kadın, gözü dönmüş güruh tarafından vahşice tecavüze uğradı. Bu bir kadın olarak sizce neyi ifade ediyor?
6-7 Eylül’de yani iki günde resmi kayıtlara geçebilen 400 Hristiyan kadın tecavüze uğradı. Ancak bu kadınlardan 60’ı Balıklı Rum hastanesinde tedavi olabildi.Geri kalan kadınlar da akli dengesini yitirdi. Bu yağma, talan ve tecavüz de, Resmi rakamlara göre 5.300 kişi, gayri resmi kaynaklara göre 7 bine yakın bina da saldırıya uğradı. Üstelik bu talan ve yağmaya katılan Cumhuriyet kadınlarını da tarih çoktan dip not etti.
İTC zihniyetli ilahlar, 6-7 Eylül olaylarını 45 Koministin üstüne atılmaya çalışıp, tutuklamalarına rağmen yıllar sonra yine bir başka kominist Mihri Belli’nin açıklaması ise bırakın o dönemden hesap sormayı adeta bir kemalist gibi bu konuyla ilgili açıklamalar yapmıştı. Recep Maraşlı’nın 6-7 Eylül Olayları: Türkiye’nin Kristal Gecesi adlı yazısından alıntıdır.
”1960 yılında Atina’da toplanan Komünist Partileri konferansına, TKP delegasyonundan katılan bir “Türk yoldaş”ın (muhtemelen Mihri Belli) 6-7 Eylül olaylarını, “Yoldaş bu, Türk emekçilerin Rum ve Ermeni burjuvazisine karşı bir isyanıdır.” diye yorumladığını üzüntüyle aktarıyordu”
Biz kadınlar dünden bu güne, bu tecavüzlere güçlü bir şekilde hayır diyemediğimiz için tecavüzler sistematik hale geldi.
Bu kadınlar ve çocuklar Nazım Ustanın diliyle bizim kadınlarımız. Bu toprakların binlerce yıllık sahipleri olan kadınlardı.
Ne oldu bu kadınlara?
Hayatları nasıl ?
Bir hayatları oldu mu bu kadınların?
Tecavüz travması ile nasıl yaşadılar ?
Ata topraklarından nereye gitti bu nar taneleri?
En yakın komşuları ve devletin organize ettiği bir güç tarafından hayatları tarumar edilen bu kadınlar için bu ülkede Kadın örgütleri, Feministler, Devrimci Demokrat ve Sosyalist kadınlar, Tecavüze uğrayan bu kadınlar için ne yaptık bu güne değin ?
Buradan kadın örgütlerine, feministlere, Demokratlara, Sosyalist kadınlara sesleniyorum!!!.
Gelin, 6-7 Eylül 1955’i sadece tarihimizde kara bir leke gibi duran talan ve yağma açısından değil,
KADIN BEDENİNE YAPILAN SOYKIRIMA HAYIR günü ilan edelim.
Tecavüz bir insanlık suçudur, kadın bedeni üzerinde yapılan bir soykırımdır. Bu coğrafyanın sünni Türk olmayan kadınlarına bu güne değin yasatılan acılara sesız kalanlar da bu suca ortaktır.
1955 hala sürüyor….
103 yıldır varlığını ırkçılık ve din üzerinden inşaa eden bir ülkede; ezilenler ve soykırım yaşayan halklar bir araya gelmediği sürece bu acılar sürecek ..
Karanlık ve kirli geçmişimizle bizler hesaplaşmadığımız sürece 1955 / 6- 7 Eylül olayları bu ülkenin karanlık tarihinde, kara bir leke olarak kalacaktır…