Zeynep TOZDUMAN (Tur Abdin) – – –
Hatırlarsanız, Mardin Büyükşehir Belediyesine 17 Kasım 2016’da kayyum atandıktan sonra ne olduysa oldu Süryanilere. Hoş! Süryaniler, ata yurdunda hep güvercin ürkekliğinde yaşadılar. Kayyum atanmasıyla 1915’den günümüze Süryani halkına ait son üç- beş parça mala yine göz dikildi. Gelen vurdu, giden vurdu hep Süryani halkını.
Halen kayyum ile yönetilen Mardin Büyükşehir Belediyesi; mücavir alan içerisine giren Süryanilere ait taşınmaz varlıkları hükümete beyan etmesiyle başladı büyük kâbus. Süryanilerin geçtiğimiz yıl Haziran 2017’de KHK ile Süryani halkına ait kilise, manastır, arazi, bağ, bahçe ve mezarlıkları önce Diyanet işleri Başkanlığına devrildi.
Akabinde Mor Gabriel manastırı görevlilerinin, ruhanilerin, vakıf başkanı Kuryakos Ergün’ün, Türkiye kamuoyu ve Süryani diasporasının Süryanilere ait bu yerlerin iade edilmesi için direnmesi sonucu ( sözde masa başında yapılan bürokratik hatanın ) bu kez de Diyanet işlerinden, Maliye Bakanlığı bünyesinde Hazineye geçmesiyle hukuk süreci başladı.
Maliye Bakanlığı bünyesinde Hazineye geçen bu yerlerin; özellikle Kabristanlıkların, bağ, bahçelerin, Süryanilere ait kutsal mekânların ve diğer yerlerin iade edileceğini CNN Türk aracılığı ile 22 Kasım 2017 günü Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden Sorumlu Başbakan yardımcısı Hakan Çavuşoğlu kamuoyuna duyurdu.
Bahse konu olan taşınmazlar; ha verildi, ha verilecek, düzenleme yapılacak derken üzerinden koskoca bir yıl geçti. Bu ülkede kamulaştırma masa başında bir günde yapılıyor da malların iadesi yıllarca süren hukuk mücadelesi sonucunda yapılıyor. Süryaniler, yıllardır bu ülkede hep korku, hep acı, hep hüzün yaşadılar. Oysaki bir zamanlar bu ülkenin kültürüne, sanatına, gelişmişliğine, güzelliklerine yön vermiş bir halka bu kadar acı vermek reva mı? Ülkede yaşatılan dini, ekonomik, sosyal, siyasal, psikolojik baskılardan ötürü birçoğu ana yurdundan göç etmek zorunda kaldılar.
Onlar gittiler… Çok renkli, çok dilli, çok dinli bir Turabdin işte böyle böyle tek renge düştü. Tek renk acı demektir, kan ve gözyaşı demektir. Ondandır ki bu ülkede anaların gözyaşı dinmiyor.
23 Mayıs 2018 günü seçimlere tam bir ay kala Süryanilere ait 113 parça yerden sadece 50 parça yerin tapuları eh nihayet tescil edildi. Süryanilerin taşınmaz malları ile ilgili iade davaları politik nedenlerle hep seçim sürecinde kamuoyuna duyuruluyor. Medya üzerinden sanki Süryanilerin tüm malları iade ediliyor gibi bir algı yaratılıyor.
Yaklaşık 63 parça yerin; bağ, bahçe ve bazı kiliselerin henüz tapuları iade edilmedi. Dava devam ediyor. Tıpkı 2008’den günümüze süregelen Mor Gabriel manastırının toprak davalarının 3/2 ‘sinin halen mahkemesi sürdüğü gibi. Süryaniler için kutsal Kudüs diyebileceğimiz Mor Gabriel Manastırı, 2008 yılından günümüze değin komşu köylerle süren Süryanilere ait Arazi davasında Mıtran Samuel Aktaş ve Vakıf Başkanı Kuryakos Ergün’ün verdiği Hukuk mücadelesi ve çabaları sonucunda henüz 3/1’i manastıra iade edilmiştir. 3/2’lik kısmı ise hala mahkemeliktir.
Bölgede iki ateş arasında kalan Süryani halkı ve dini kurumları bu güne değin en zor şartlarda ve baskılarda dini vecibelerini yerine getirdiyse bu başta Mor Gabriel Manastırında yaşayan tüm ruhanilerin, Rahibelerin, Mıtran Samuel’in, Vakıf başkanı Kuryakos’un, Diyakon İsa Garis’in ve gönüllü çalışanların sayesinde olmuştur. Son iki yıldır olağanüstü halle yönetilen ülkemiz de bir de erken seçim atmosferi ve doların önlenemeyen yükselişi ile girdiği ekonomik kriz sürecinde umarım Süryanilerin süregelen toprak davaları bu kaosa takılmaz.
Ülkede onca acı, onca zulüm varken Nasrettin hoca hikâyesi gibi önce Süryanilere ait malları gasp et, sonra bir kısmını iade et ve hep birlikte buruk da olsa bir sevinç yaşa !. Tam Türkiye’ye özgü bir durum.
Uzun zamandır acıdan başka bir şey yaşamayan yüreklerimize 50 parça yerin tapuları verilmesiyle bir nebze de olsa su serpildi evet ama bizler artık küçük sevinçlerle yetinmeyeceğiz. Süryanilere ait bağ, bahçe ve kiliseler iade edilinceye kadar Süryani dostları olarak bu davanın bizler takipçisi olacağız. Süryani halkına ait yaklaşık 63 parça bağ, bahçe ve kiliseler iade edilinceye kadar ezilen halkların yanında olan bizler, Mor Gabriel Manastırına ve Vakıf başkanı Kuryakos Ergün’e sahip çıkacağız.
Ve emek en yüce değerse sizler mücadelenizle eminim ki sizden sonra gelecek kuşaklara iyi bir örnek olacaksınız.
Buruk bir sevinç de olsa yaşadığımız bu sevinci bizlere yaşatan başta Mor Gabriel Manastırı Mıtranı Samuel Aktaş’a, Mor Gabriel Vakfı Başkanı Kuryakos’a ve yöneticilerine sadece Süryani halkı değil dostları olarak bizler de teşekkür borçluyuz.
Tapuları verilen 50 parça yerin iadesinde direnen, bin bir emek veren Mor Gabriel’in güzel insanlarına özellikle Vakıf Başkanı Kuryakos Ergün’e, diasporadaki Süryani dernek, federasyon ve Televizyonlarına selam, selam, bin selam olsun Ege’den.
ZEYNEP TOZDUMAN